Ebeveynler çocuklarının her zaman özgüvenli olmasını isterler. Hiçbir şeyden korkmamalarını, çekinmemelerini, kendilerini çok rahat ifade etmelerini, başkalarına kolayca yaklaşabilmelerini, kendilerinden emin olmalarını beklerler. Fakat bu beklenti çocuk için her zaman sağlıklı değildir. Kaygılı, utangaç, içedönük olmanın da avantajları vardır.
Kararsızlık, şüphe ve sağlıklı düzeyde kaygılanma hali çocukların kendilerini korumaları, nitelikli seçimler yapması için oldukça gerekli olan duygulardır. Peki o zaman neden çocuğumuzu komşu ile konuşmuyor diye eleştiriyoruz. Restoranda garsona seslenmedi diye etiketliyoruz. Akrabaların içinde konuşmayı tercih etmedi diye çocuğumuzu özgüvensiz ilan ediyoruz? Çünkü toplum bizi buraya yönlendiriyor. ‘Özgüven eksikliği insanın kendi ve hayatı üzerinde hissettiği güç eksikliği ile doğru orantılıdır.’
Heyecan, korku, geri çekilme her zaman özgüven eksikliğine işaret etmez. Organizma karşı karşıya kaldığı durumla uygun şekilde baş etmenin yollarını arar. Bu şekilde çocuğun karşısına çıkan durum için hazırlık yapar. İşte bu yüzden harekete geçmeden önce çocuk içinde neler olduğunun farkına varmalı ve bunlara şefkatle yaklaşmayı öğrenmeli. Bunu yapabilmek için ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyaçlar var. Çocuklar; ‘başaramayacağım’ ‘beceriksizin tekiyim’ ‘çok şanssızım’ ‘kötü olanı hak ediyorum’ gibi cümlelerin indirgemeciliğine kapıldığında özgüven eksikliğinin tohumları atılmaya başlanır. Bu yüzden ebeveynin yaklaşımı çok önemlidir.
Özgüvenin gelişmesi için temelde 4 evre vardır;
Temel Güvenlik Hissi, Kendine Güven, Beceri Odaklı Güven, İlişki ya da Sosyal Odaklı Güven.
Temel güvenlik hissini yaşamın ilk yıllarında oluşması gereken ‘seviliyorum’ ve ‘beni çevreleyen dünya üzerinde bir güce sahibim’ cümleleri açıklar. Sonra çocuk büyüdükçe kendi kişiliğini geliştirmeye başlar. İstekleri, ihtiyaçları, duyguları, seçimleri, yargıları ailesi tarafından dinlenen ve saygı gören çocuğun kendi kimliğine duyduğu güven güçlenir. Çocuklar 3 yaşından itibaren bazı şeyleri ‘kendi başına’ yapmak ister ve böylece becerilerine olan güveni artar (Ne istediğimi biliyorum – Ne yapacağımı biliyorum). Okulda, çevrede akranlarıyla karşılaşır, arkadaş edinir ve bu sayede sosyal ya da ilişki odaklı güven geliştirir (Katkı sağlayabilirim). Ve artık çocuk hayata ve geleceğine sağlam bir güvenle bakacaktır. Çocuğumuzun büyümesine yardımcı olmak; geçirdiği her aşamada onun ihtiyaçlarına açık olmak ve ona kişiliğini inşa etmesine olanak verecek sağlıklı ortamı sunmaktır. Peki ebeveyn ne yapmalıdır;
- Beceriler alıştırma yaparak gelişir çocuğumuzun girişimcilik adımlarına fırsat verelim.
- Sevginin bir ödül değil koşulsuz bir duygu olduğunun farkına varalım.
- Çocuklarımızın düşüncelerini dinleyelim, hızla otomatik cevaplar vermek yerine duygularını anlamaya çalışalım, düşüncelerine eşlik edelim.
- Sonuçlara odaklanmadan çabayı takdir edelim.
- Çocuklarıma şu mesajı iletelim; her alanda başarılı olmaktansa, hata yapmak ve her hatadan bir ders çıkarmak güven duygusunu daha fazla geliştirir. Amacımız çocuğumuz düşmesin diye uğraşmak olmamalı, düştükten sonra ayağa kalkmayı deneyimlemesine yardım etmek olmalı.